Sunday, August 31, 2008

TecrübEMlerini anlattılar

















Hurriyet IK-31 Agustos 2008

Siyaset ve iş dünyasından 50 ODTÜ’lü Endüstri Mühendisi bir araya gelip iş ve özel yaşantılarından kesitler sunan TecrübEM kitabını yazdı. Herkes kendi kariyer hikayesini, ODTÜ’lü ve endüstri mühendisi olmanın avantajlarını, endüstri mühendisliğinin o zamanki algılanış şeklini, kariyer hikayelerini ve anılarını anlattı.

Bir senelik bir çalışma ile Haziran sonunda basılan kitap, hayata ve kariyere dair tavsiyelere ihtiyacı olanlara ve endüstri mühendislerinin ne iş yaptığını merak edenlere hitap ediyor. Marka Danışmanı ve TecrübEM Yayın Kurulu Üyesi Güven Borça ile TecrübEM’i ve Endüstri Mühendisliği mesleğini konuştuk.

ODTÜ’lü elektronik mühendisleri olarak bir araya gelip tecrübelerinizi kitaplaştırmaya nasıl karar verdiniz?

Bunda ODTÜ’lü Endüstri Mühendislerinin sanal paylaşım ortamı ListEM’in payı büyük. On yıl önce bölüm hocalarımızdan Erol Sayın tarafından kurulan ListEM, internet olanaklarını etkili bir biçimde kullanarak çok güçlü bir iletişim ve etkileşim ortamına dönüştü. Şu an 1.700’ü aşan üyesiyle, ListEM mezunlarının yarısından fazlasının günlük olarak iletişim içerisinde olduğu bir platform durumunda. Bu topluluk, çok sayıda alt grup üzerinden etkinliğini hızla geliştiriyor. Topluluk bu 10 senelik zamanda, kendi içinde, birçok alt marka, birçok ortak ürün yarattı. ListEM’in dışa açılan yüzü ve toplumun diğer kesimleriyle irtibatta olmasını sağlayan e-ortamı SistEM, İstanbul’daki mezunların, 6 senedir kesintisiz olarak her ayın üçüncü salısı, ortalama 60 kişiyle, İstanbul’un farklı mekanlarında organize ettiği ve buluştuğu İstEMbul’lar (İstanbuldaki Endüstri Mühendislerinin Buluşması) ListEM’in bu zamana kadarki ana iki ürünüdür. Bu buluşmalar sadece İstanbul’la sınırlı değil, birçok büyük ilde de yılda birkaç kez yüksek katılımlı buluşmalar yapılıyor. TecrübEM de, bu oluşan yararlı bilgi birikiminin ve yaşanan tecrübelerin paylaşılması fikriyle yola çıkılarak, ListEM’in son ve gözde ürünü olarak hayat buldu. Her ürünümüzün son iki harfini EM yapmak da bir tür markalaşma çabası.

Fikir kimden çıktı?

Kitap fikri, genç mezunlardan Ömürden M.Sezgin’in neden bir kitap çıkartmıyoruz mesajı ile başladı, benim de yer aldığım, Bahadır Akın, Nezih Yaşar, Erol Sayın ve Gencer Özkazman’dan oluşan yayın kurulunun emekleriyle hayata geçirildi. Politikacısından akademisyenine, yöneticisinden yeni mezununa, gezgininden sanatçısına birçok ODTÜ’lü Endüstri Mühendisi’nin yararlı bilgi birikimlerini yazılı hale getirme ve toplumun diğer kesimleriyle paylaşma olanağı oluşturan ortak bir ürüne dönüşmüşmenin yanında, ODTÜ burs fonuna gelir sağlayan bir sosyal proje haline de geldi. Proje, daha iyisini bulursak, adını değiştireceğimizi varsayarak "tecrübEM" kod adıyla başlamıştı. Geldiğimiz noktada öyle alışmıştık ki; değiştirmeye gücümüz yetmedi. TecrübEM’i basıp raflara koyduk.

Kitap hikayelerini yazan kişiler nasıl belirlendi?

Kitapta yazar olma tamamen gönüllü idi. Bu projeye geçen sene ağustos ayında hedefimize yönelik hazırladığımız bir brifi ListEM’le paylaşarak başladık. Amacımız çeşitli sektörden, çeşitli dönemlerden, çeşitli hayat hikayelerinden oluşan renkli bir paylaşım kitabı oluşturmaktı. O nedenle yazar seçimi açısından bir kısıtlamamız olmadı. Her türlü destek vermek isteyen mezunumuz kitapta yazma şansı buldu. Tabii ki yayın kurulu gelen tüm yazıları kabul etmedi, elemeler yaptı.


Aksiyon bekliyorlar
Siz ODTÜ’lü olmayı, ODTÜ Endüstri Mühendisi olmayı nasıl tanımlıyorsunuz?

ODTÜ’lü olmayı bir cümleyle tanımlamak gerçekten zor ama benim açımdan baktığınızda, ODTÜ’lü olmak sosyal sorumluluk sahibi olmak, örgütlü bir mücadele içinde etrafta olup bitenlere tepkisiz kalmamak ve topluma faydalı olmak için özveri ile çalışmak demek. ODTÜ’nün geçmişinden gelen bir kültürü ve mirası bu aslında. Bu noktada, örnek olabilecek birlikteliği yaratmış olan ODTÜ’lü Endüstri Mühendisleri de meslektaşların oluşturduğu bir mezun grubundan çok, ODTÜ kültürünü en iyi şekilde devam ettiren, tartışan, sosyal fayda yaratan, başarıları ile ülkeye ve dünyaya yarar sağlamaya çalışan bir sosyal topluluk olmuşlardır. Bu açıdan ODTÜ’lü Endüstri Mühendisliği bölümünün bir parçası olmak hem topluma hem de ülkeye faydalı, bilinçli bir birlikteliğin parçası olmak demektir.

ODTÜ Endüstri Mühendisliği’nde okumanın size kattığı en önemli değer neydi?

Sistem yaklaşımı ve sistem düşüncesi, endüstri mühendisliği eğitiminde kazandığım en önemli iki olgudur. Bu iki olgu, diğer mühendislik disiplinlerinden, endüstri mühendisliğini farklılaştıran, benim de tüm iş yaşamımda en büyük fayda sağladığım noktalardandır.

Siz ODTÜ’ye girdiğiniz dönemde endüstri mühendisliği meslek olarak ne kadar biliniyordu? Mesleğin şimdiki algılanışı nasıl?

Ben ODTÜ’ye girdiğimde (1980) endüstri mühendisliği mezunları iş hayatında yeni yeni kendilerini hissettiriyorlardı. Kitapta da yetmişli yıllarda mezun olan meslektaşlarımızın yaşadığı ilginç anılar mevcut. Açıkçası o günden bugüne büyük gelişme gösterdi ve bugün endüstri mühendisleri, özellikle de arkasında ODTÜ markası varsa hem endüstrinin, hem de memleketin ciddi beklentiler içinde olduğu bir meslek grubu haline geldi. Ülke insanları karamsarlığa kapıldıkça ODTÜ’lülerden yeni aksiyonlar bekliyor. Böyle bir güven ve beklenti sağladığımızı düşünüyorum. Aslında bunu hayatın her alanında önemli başarılar kazanmış mezunlarımız yarattı. Kitapta da yer alan Ali Dinçer, İlhan Kesici gibi politikacılar; Turgut Uzer, Hasan Yılmaz, Çağlayan Arkan gibi yöneticiler; Cemalettin Taçcı gibi düşünürler, sanatçılar, sivil toplum gönüllüleri toplumda belli bir güven yaratıp, renkli bir kitle oluşturdular.

ODTÜ Endüstri mühendisliği mezunları şimdi ne yapyor? Hangi alanlarda çalışıyorlar?

Klasik tanımıyla, endüstri mühendisliğinin çalışma alanları eskiden üretim faaliyetleri ile kısıtlı idi, ancak günümüzde endüstri mühendisliğinin ilgi alanına her türlü sistem içerisinde yer alan insan faaliyeti giriyor. Bu açıdan, günümüzde çok çeşitli alanlarda çalışma ve fayda yaratma şansını bulmuş bir disiplindir. Seçkin kamu kuruluşlarında mezunlarımız sorumlu mevkilerde çalışıyorlar. Bunun yanında mezunlarımızın kısa sürede yönetim kademelerine yükseldiklerini veya kendi işlerini kurduklarını görüyoruz. Bir bölümü de çalışmalarını Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen seçkin üniversitelerinde öğretim üyesi olarak sürdürüyorlar.


Güven Borça kimdir
ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunu olan Güven Borça (46) iş yaşamına Eczacıbaşı İpek Kağıt’ta başladı. Önce Ürün Geliştirme Mühendisi, daha sonra Ürün Sorumlusu olarak görev aldı. Colgate-Palmolive şirketinde 6 yıl Ürün Müdürü, Grup Müdürü, Pazarlama Müdürü pozisyonlarında görev aldı. Öte yandan Colgate-Palmolive’in global eğitimcileri arasına katıldı, bu konuda yurtdışında kurslar gördü. 1991’de marka konulu ilk makalesini yayımladı. 1997 yılından bu yana marka danışmanlığı yapan Borça, Markam AŞ’nin kurucu ortağı ve yöneticisi.


Endüstri mühendisi ne iş yapar
Endüstri mühendisliği en bilinen tanımıyla, ’zaman, mal ve hizmet üretiminde para, insan gücü ve diğer kısıtlı kaynakların en verimli biçimde kullanılmasını amaçlayan mühendislik dalı’dır. Bir değer yaratmak amacı ile üretim ve hizmet sistemlerinin tasarlanması, oluşturulması, geliştirilmesi; tedarikçilerin, paydaşların, müşterilerin ve toplumun memnuniyetine dönük olarak işletilmesi, yönetilmesi için analiz, planlama ve modelleme tekniklerinin öğretildiği bir disiplindir.


En başarılı oldukları alan yönetim
Endüstri mühendisleri insanın olduğu her bir sistemde görev alma, fayda yaratma şansı buluyorlar. Bu, politikadan enerjiye, bilişimden üretime kadar birçok alanı kapsıyor. En başarılı olduğu veya başarılı olması gerektiği alan belki de yönetim ve yönlendirme konusundadır. İyi bir sistem analisti ve model tasarımcısı olan endüstri mühendisleri, yaratıcı ve araştırmacı yönleriyle belki de en çok bu konuda ülkeye katkı sağlamalıdırlar.