Saturday, June 30, 2007

Avrupa yollarina düstüm yeniden…..9 seri


Saat 3 olmakta Almanyada , su an Dünyanin baska yerlerinde , Tayvanda sabah oluyor .Ordaki dostlari aradim uyanmislar , kahvaltilarini yapiyolar. Nasil bir Dunya nasil bir iletisim. Bunu bugun Koblenz Universitesinin bilisimi tartismak icin duzenledigi bilisim gecesinde de yasadim. Malum yabanci bir ulkeye gidince ilk hareketim arastirmaci ruhum geregi:) universitelerle iletisime gecmek. Ama su gercek ki, hocalara attigim mesajlar da Tayvana gore daha hizli ve cok yanit aldim. Bilisim gecesinde de yaklasik 3 profesorle bulusma sansim oldu. Kafalarini bilisimle bozmus , ancak dunyanin sadece Avrupadan olustugunu dusunen bir grup olmuslar yillar gectikten sonra….

Bugune kadar neler yaptim. Tekrardan bir Turkiye ziyaretim oldu. Hem de nasil ? O kadar sansliyim ki ayin ücüncü haftasina ODTU mezunlar derneginin geleneksel bulusmalari demek.Istanbulda kalisim bir hafta daha uzayinca dunyada en cok keyif aldigim bu bulusmalara da katilma sansim oldu. Ondan oncesini anlatmak gerekirse , Türkiyeye gelme de bir baska nedenim , asil nedenler haric, Tayvandan ve Almanyadan devam ettigim online masterimi basarili bitirmekti. Once Kölnden Ankaraya geldim , elimde bavullar , sirtimda 3 tane dizüstü bilgisayar. Sabahin 5:00 indigim Ankarada sagolsun avukat arkadasim Yahya sahiplendi beni . Sabah 5:30 da kapisindaydim Keciörende. Telefon actim ama duymadi , olsun . Inanin dolanarak gelen biri icin Ankara özlemini yenmesi acisindan saatlerce Keciörenden o essiz Ankara manzarisini izlemeye doyum olmuyor. Ta ki , Yahya uyanip , benim aradigimi farkedene kadar. Atladip gittim eve , ancak malum sabah sinavim var, bitirme sunumum var . Ne enerjik adammisim ki , onlari da bir güne sigdiracak kapasitem var. Herhalde kapasite analizi yapsalar, adim gibi Ömürden dolu bir adam cikarim ama su ana kadar tam kapasite ugrasacagim bir etkinlik bulamadim. Neyse sabah derslere bir gözatip evden ciktiktan sonra solugu 1 yil kadar ugramadigim ODTU de buldum. Ben ne kadar cok seviyorum bu okulu , anilari. Baska mezunlari bilmem, eski mezunlar tabi ki benden daha cok haz aliyorlardir ama 3 sene gecmis olmasina ragmen göz yaslari icinde kalabilirdim geldigimde. Neyseki sinavlari ve sunumlari birbir atlatip saniyorum basari ile bu masterdan da mezun olacak sansi elde ettik. Nasil olsa da efsane oluvermistik , malum Tayvanlardan , Almanyalardan geliyoruz sinavlari almaya J

Sinavlarin oldugu aksamlari takmayip , bölümden arkadasim Ermanla, erzaklari alip stadyumda eski günleri yad ettik. Etrafta eglenen , lisans mezuniyetlerini kutlayan ogrenciler arasinda onlar kadar eglenemedik ama yine de anilari yad etmek onlar icin de bizim yad ettigimiz gibi cok daha eglenceli olacak. Neyse Ankaradan ayrilma vakti gelmisti , artik 1 seneden görmedigim memleteket gidiyordum. Samsuna... Neler degismistir kimbilir. Ailemi Tayvan dönüsü görmüstüm ama memleketi görmesi de ayri bir etki yaratiyor insanda. Direk Samsuna otobüs bulamayinca atladim , Berkerle son ödevi hazirladiktan sonra, Rize otobüsüne. Vay be memlete gidiyordum. Ankaradan 5 sene boyunca yollari ezbere bilen benim gibi bir insan icin gercekten cok keyif verici bir yolculuk oldu. Beni Samsunun yeni yapilmis otogarinda Firat ve kardesim Varlik karsiladi. Eve gittigimde, hayatimdaki en büyük mutluluklardan birini yasadim.O anda , gezmeyi degil de , belki de özlemeyi cok sevdigimi anladim.Evet ben özlemeyi seviyorum , cok ama cok özlüyorum.... Annemi , babami , kardesimi , evimi...Yillar önce ayrildigim odami , masami , yatagimi...Neyse, ailemle de güzel üc gün gecirdikten sonra, Istanbul yollari bana gözükmüstü. Onur airden aldigim biletle, Istanbula gidecektim , aksam vaktini tercih ettim ki hem ailemle daha cok vakit gecireyim hem de Istanbulda bulunan dostum Kadir bana bu noktada karsilayicagina dair garanti vermisti.

Istanbula gecenin 12 sinde vardim. Kadir arabayi havaalaninda alakasiz bir yere park edip beni almaya gelince, dönüste arabayi bulamadik tabi . Tabi bir karadenizli olarak gözle cin gibi olunca, arabanin polis cekicisi tarafindan götrüldügünü görünce beni de birakip havaalaninda arabayi takibe basladi. Ben de pesinden esyalarimla kosturmaya... Neyseki bize cok daha pahaliya mal olacak bir olayi , 90 ytl ile halletik. Tabi yarisi benden cikacakti. Kendisi bu konuda iyi, ben de para bagislama konusunda iyi olunca 1 haftadan sonra artan Istanbul kalisimiz bana beklenen de pahaliya patladi. O hafta icinde Ali ile beraber olup , kafamizdaki fikirleri tartisma , Bilalle de oturup konusma sansimiz oldu. Tayvana gitme de sonuna kadar kararli Volkan arkadasimizi da tanisma cabasi. Umarim yardimci olabilirim bu fikre kesin karar verdiginde.

Istanbulda bir hafta yeni acilan Kanyonda islere devam etme durumum oldu. Ne güzel yer gercekten. Bir taraftan Halici , bir taraftan Bogazi görebiliyosun. Yapanlarin eline saglik. Gercekten doya doya bir Istanbul yasadim sayelerinde...

Haftasonu istanbuldan atlayip Ankaraya mezunlar gününe katilmak icin gittim. Cumartesi gunu mezunlar gunu , Pazar gunu de mezuniyeti yasayacacagim icin okulda 2 gun icinde hem mezun hem de bir ogrenci olarak iki ayri mutluluk yasama firsatim olacakti.

Kalacak yer icin yurtlar ayarlaniyor. Yeri ayirttim, Konukevinde. Sonrasinda daha nostaljik olmasi acisindan 5. yurtta kalanlari görünce üzülmedim diyemem. Konukevi iyi ama 5. yurttaki havayi yasamak her acidan iyi olabilirdi.( Gerci 4. yurtta kaldim ilk geldigimde, 2 saat suren bir sakadan sonra ayrildim , ayrildigim gunde pisman olmustum ) Sabah saatlerinde yurda geldim , giris islemleri yapildiktan sonra odama ciktim. Omurden Sezgin aramiza tekrar hosgeldiniz yazili bir kagit ve 5 yilimi gecirdigim o guzel yurt odalarindan biri. Kucuk , sevimli , masalar ve ranzalarla dolu yurt odasi. O anda , mezun olali cok fazla zaman gecmemis olmasina ragmen , icime bir huzun cokuyor. Ne guzel yillar gecmis, tekrar donsem , tekrar bu yurt ortamina geri gelsem diyorum icimden. Inaniyorum ki , 10 . ve 20. yilini kutlayan mezunlar benden 10 , 20 kat daha keyif almislardir bu hazirlanan ortamdan. Birkac saat uyuduktan sonra, Kultur Kongrede konser , ordan Anitkabir, ve bolume geliyorum. Bolumde torenlerle madalyalarin verilmesi, sohbetler , eski anilarin yad edilmesi. Ne kadar da cok seviyorum bu ortami. Hic bitmese …

Aksam , mezunlar cimlere yayiliyor. Tum donemlerden, tum bolumlerden insanlar var , sohbetler geceyarisina kadar devam ediyor. Sazlar caliniyor , turkuler soyleniyor. Son dakika bir kosu Kizilaydan aldigim darbukayi kullanamasam J da iyi geciyor gece. Eski arakadaslardan , bölümden Erman ve Beslin var, konu bask yönlere cekiliyor ama olsun J Eskiden , hocam saat 12 :00 oldu deyip bizi yurtlara surukleyen gorevliler yerine, simdi cimdeki sohbetimize yurtlar muduru bizzat geceyarisi katiliyor. Yurtlara gitmek yerine sohbet saatlerce , o cimlerin uzerinde devam ediyor. Yurt mudurleri , gorevlileri ilginc insanlar , hadi beni hatirliyorlar ama, 10 senelik mezunun da soyadina kadar hafizalarinda tutmuslar. O kadar ani ,malzeme var ki , bir kitap da onlar cikartabilir. Yorgunluk basgosterince, istenmese de ayriliniyor ortamdan ve tekrar yurt odalarimiza dönüyoruz. Cumartesi gunu boyle gecti , tekrar o eski tadi yakalamak guzel oldu. Iyi ki bu bulusmalara onem veren bir okulumuz , hatta bu noktada ornek bir bolumumuz var. Siddetle tavsiye ediyorum , hatta bir an once yaslansam da daha buyuk tad alsam diye beklemedeyim J)

Pazar sabah , hep beraber kahvalti , ve sunshineda sohbetlere devam . Bu sefer heyecanlanan ogrenciler ve mezuniyet torenini izlemek isteyen velilerle dolup tasiyor okul. Saat 18 :00 gibi acaba mezun oldugum « internet uzerinden bilisim » bolumunun de grubu var mi diyerekten gittigim kalabalikta birden yerde bir care birakilmis bolum levhasina rastliyorum. Ne cüppe almisim ne diploma icin cikis hazirliklarini yapmisim. Orda kazakistandan , yine uzaktan masteri bitirmis bir arkadas. Cüppesini almis , hersey hazir. Saat 21 :00 da yola cikacak biri olarak cok fazla kalmamam gerektigini anlayip ortamdan ayrilmak isterken, cüppeyi aliyor bir de fotograf cektiriyorum. Kazak arkadas , « al abi , sen yuru , tur at stadyumda diyor » , olmaz falan desem de kendimi tek mezun olarak stadyumda buluyorum. Bizim 2007 mezunlari da orda, hepsine hayirli ugurlu olsun tekrardan. Onlar kadar heyecan yasamasam da , mezunlar gunu heyecanindan sonra mezuniyet heyecanini tekrar yasiyorum.

Bilmiyorum , kacimiz bu zamana kadar katildi , mezunlar gunune , ama ben cok ama cok keyif aldim. Herhalde yillar gectikten sonra daha da keyifli hale gelicek. Tesekkurler ODTU
Mezuniyetin ardindan acele bir sekilde Caglar beni Havasa binmek uzere Astiye götürdü Havas soforleri , ve yanindaki birkac eleman oturmus cay iciyorlar. Heyecanla elinde cantasiyla beni farkettiklerinde , aha kuzu tuzaga dustu deyip , uzerime atliyorlar. Abicim sen yetisemessin , bak ben Havas taksiyim , seni gotureyim. Yetisememe konusunda hakliydi belki bu yurdum insani , ama ne kadar diye sordugumda 90 kusur demesi haklilgina golge dusurecek seviyededeydi. Orda Havasin soforunun soyledigi de 90 .Beni alip goturecek korsan adam sonrasinda , hadi 60 olsun diyor. Ben 50 deyince, hic israr etmeden tamam hadi diyerek cantami sirtliyor. ASTInin disina gidiyoruz. Her taraf taksi dolu , nerde bizimki diyorum. Geliyor abicim diyor. Ben gec kalmisligin telasiyla sinirlenmeye basliyorum. Aha geldi diyor, dedigi beyaz bir tofas , bu mudur taksi diyorum. Abicim , Havas taksi bu , veya buna havas taksi deniyor. Gozumu karartiyorum ve biniyorum , o ikilemde zaten ona mi buna mi bineyim derdinde degilim. Ama adam israrli , cantalari arabaya dizmis bulunuyor.
Yola ciktik. 2 haftalik , Ankara , istanbul ,Samsun seyahatlarinde , taksicilerle siyasi nabzi tutmaya calisan ben , burda telastan hicbirsey demiyordum. ( Bu arada taksi soforlerinin goruslerinden derlenen siyasi tabloyu yakinda anlatmaya caliscagim) .Adam ,abicim bana bir su alirsin diyerek muhabbet etmeye calisiyor. Tamam deyip ben de aliyorum.Tabi arabadan cikmadan. Sise bitiyor , sanki adam kucucuk kagit atiyor, o da atilmaz ya.... Plastik siseyi aynen disariya, otobana dogru savuruyor. Ha bu arada yakinlastikca telas azaliyor , biraz siyaset konulari acilmaya basliyor. Vatanimi cok seviyorum muhabbeti aciyor. Ya diyorum bu nasil vatan sevmek , siseyi camdan firlattin ya... Abicim diyor , ben atmasam ne olur. Zaten otobanlari temizliyorlar , is kapisi aciliyor iste temizlikcilere. Adamdaki zihniyete bakin !!! Neyse , ASTIde herkese selam vere veree gelen korsanimiz , Esenboganin kapisindan da guvenlige selam vererek , hatta korna calarak geciyor. Duruyoruz havaalaninin girisinde. Ben , adim kadar emin oldugum 50 YTL yi bu korsana veriyorum. Burasi iste en onemli yeri , bence deli gibi saflik yapiyorum, hem de nasil bir saflik!!!!!.... 50 ytl vermemisim gibi , korsan bir dalginligimla abicim bu 5 ytl demez mi ??? Yaw nasil olur , ben sana 50 verdim ? adam guleryuzlu , abicim falan filan. ee ben gec kaliyorum. cebimden bir 50 milyon daha cikariyorum. 5 i tabiki geri aliyorum. Hadi diyorum görüsürüz.. Arkamdan bir de su 5 ytlyi de sigara parasi yapsana abicim diyor. Ben yok diyorum. Ayakustu 45 ytl hic oluyor. Tabi o an farkinda bile degiliz, nerdeyse aciyip 5 i de vericegiz.
Havaalaninda yetisme telasi bittikten sonra ziller caliyor. Biraz sorusturma, arama , sikayet derken , olayin kafamda tasarlandigi sekilde olduguna kesin kanaat getiriyorum. Polisin bana dedigi , abicim ne kadar saflik yapmissin. Benim derdim para da degil be kardesim , kacakciliktan Ankaranin gobeginde para kazanilmasinda diyorum. Adam tek basina cete gibi , ASTI biliyor, havaalani biliyor. Asti -Havaalani arasi adama rant kapisi. Polisin dedigi , burasi Turkiye kardesim , olur boyle seyler. Ohh bee , rahatladik. Kazayla adam oluyor bu memlekette!!! Ah be Caglar beni Havaalanina biraksin Taksiciden zengin olcaktin diyorum kendi kendime J Bugun icinde , buyuksehir zabitayi ariyorum , benzer cevaplar .Ankara Taksiciler dernegini ariyorum, beni zabitaya yonlendiriyor. Plakayi aldin mi ? yaw almasak bile adam orda elini sallaya sallaya geziyor. Dedikleri , cepci var ya cepci , bunlara da copcu deniyor hemserim , gecmis olsun :)) Bitti , konu kapandi... Neyse , aman dikkat !! 100 ytlyi 20 , 50 ytl yi 5 yapiyorlar. Burasi Turkiye deyip gecip gidiyorlar ... Basit numara nasil yedim , cok icime oturdu acikcasi... Paylasmak istedim...Varsa arayabilecegim baska yerler , bildiren olursa sevinirim. Dikkatli olmak dilegiyle...
Evet , sonunda Köln havaalanina variyorum. Internetten baktigim tren seferi olmayinca, Pazartesi sabahi 4 e kadar kaldim havaalaninda. Sevdigim bir olay , problem yasamak. Zaten problem yasamasam mutlu olamyan bir insanim J Neyseki alelacele eve geliyorum 2 saatin sonunda, cantami hazirlayip eve gidiyorum.... Yazilari yaziyorum, cok seviyorum anilari paylasmayi ... Bilgi paylasildikca cogalir..Sevgiler saygilar...
Ömürden M. Sezgin

Wednesday, June 06, 2007

Almanya semalarinda Ömürden gidiyor ….8. seri

Almanyaya geleli su an tam 1 ay oldu. Neler yasadim ki bu gurbet eller de neler… Acikcasi uzakdogu ve ardindan 2 aylik Turkiye sonunda da 1 ay Almanya olunca benim de basim döndü diyebilirim. Ama hayat bu , tecrübeler bu yaslarda yasaniyor. Acikcasi boyle desem de bazen kendim bile inanmiyorum dediklerime. Ömürden diyorum , bu kadar haraketten sonra ne gececek eline, otur oturdugun yerde. Neler kaybetmedim ki bu olaylardan sonra , belki firsat maliyeti olarak bakmak lazim kaybettiklerime , ama arkama dönüp baktiktan sonra üzülmüyor degilim. Boschtaki is yasami, ordaki dostluklar, Bursa MMO , ODTU mezunlar dernegi , ve 3 yil beraberlik kurdugum özel kisi…

Neyse , tekrar dönelim yeni hayatimizda neler döndügüne. Öncelikle , burdaki is yasamindan bahsededyim. Isimize alistik sayilir, sabah git aksam cik , her zamanki olagan sürec. Ev yasami , daha dogrusu ev bulmak burda zorladi beni diyebilirim. Malum okuyanlar bilir, Tayvanda alan olarak odalar ne kadar pahali olsa da , üstün Türk pazarlik yetenegimizle ordaki güclükleri asmistik. Burda ise , tam tersi , para ne kadar isteseler vericem , ama Türk müsün , biraz cekiniyor insanlar . Alman ögrencilerin genelde beraber kaldiklari, WG ( Wohngemeinschaft) dedikleri , evleri aramaya koyuldum geldigimde. Herhalde 20 kadar yer aramisimdir. Almancamizin bozuk olmasindan dolayi , en az 10 u , doldu kardesim diyerek bizi tersledi. Ben en azindan böyle düsünüyorum.Birkacina da mülakata cagrildim. Acikcasi basta böyle kolay olur diye düsünüyordum ama eve gittigimde , karsimdaki cocuklarin ellerinde mülakata cektikleri kisilerin listesini görünce bu evleri girmenin, ise girmekten veya Almanya vize almaktan zor oldugunu gördüm.

Neyseki sonunda, iki Almanin kaldigi mutevazi bir yer buldum. Mutevazi dedigime bakmayin , diger evlere goöre biraz daha pahali olan bir yer. Ama tren istasyonuna yakinligi , ve mecburen bir ev bulma gerekliligindeni dolayi beni cagirma tekliflerini geri ceviremedim desem yalan olur. Neden yalan olur, bu evi bulduguma o kadar sevindim ki , bana verilen , ve kendi tercihime göre harcamam gereken para nerdeyse suyunu cekmek üzereydi. Hatta adamlara yalvarmama ragmen, bir de ev sahibi senle konusacak demezler mi , sanki NATOya adam aliyolar. Ben de bir süre kaldigim oteli bu yüzden degitirmek zorunda kaldim. 60 euro bir otele vermek hakkikaten insanin belini büküyor. Neyse ev sahibiyle de yapilan mülakattan sonra eve kabul edildim. Inanin ise girmis kadar sevindim.

Asil dertler bundan sonra basliyordu tabi. Evde bana verilen kücük bir yatakla odamda kendimce bir yatma , hatta uzanma yeri olusturdum. Tabi bu ne kadar giderdi kimbilir. Bir an önce esya alip Almanyada da düzenli hayata gecmem gerekiyordu. Malum Tayvan , Bursadaki esyali evlerim derken , burda da uzun vadeli bir ev düsünme sansim cok yoktu. Sirtina cantasini takan , ordan oraya savrulan Ömürden icin , bu kadar pahali esyalar alip , tamamen kurulmak mantiksizdi. Gezmeyi seven bu sahsiyet, zaten bu evde de cok uzun kalamazdi. En azindan haftasonlarini bu evde gecirmeyecekti. Bakalim durum nasil olur o bilinmez ama esya sartti.
Evdeki kisa yasamimdan da bahsetmek gerekirse ; Almanlarin hepsi sitematik ve organizasyon hastasi diyebilirim. Plan plan plan… Evdeki ilk haftamda evi temizlemek adina is bolumu yaptik.Bana mutfak cikti. Ben kisaca temizleyecegimizi zannederken , elemanlarin saatlerini banyo ve koridorlari silmeye ayirdigini görünce . mahcup olamamak adina, Bursada belki de 2 yildir mutafaga verdigim ozeni burda iki defa mutfak temizlerken verdim. Evi temizle, evde yemek yap , yatagini topla, kokma J , gibi bir cok disiplinel haraketten sonra annem artik benimle gurur duyardi sanirim. Askere gitmemis olsam bile, burda Almanlarla askerligi yasiyorum diyebilirim. Hatta yakin zamanda, ev sahibinin kontratta yazdigi , benim su asamada yeni ogrendigim ev boyama isine de gececegiz gibi duruyor. Ne zaman onun adina da toplanti yapariz bilemiyorum J))

Almanyada akrabasi olmayan , acikcasi bulundugu yere yakin bir tek arkadasi olmayan , bendenizin imdadina Boschta staj yapmaya gelen , ilk gördügümde Alman sandigim , hatta Almancami bu adamla gelistiririm dedigim Metin kardesim yardimci oldu. Yaninda Trabzonlu arkadasi Mehmetle geldiler bir Cumartesi günü. Ömürdene kalsa , IKEA ya ya tek basina gitmek , ordan esyalari almak bir iskence olabilirdi. Onu , arkadaslar geldikten sonra anladim. Saat 13:00 da gittgimiz IKEAdan esyalari saat 18:00 da eve getirebildik hem de arabayla iki sefer yaparak. Adimin 1 euro oldugu bu memlekette Ömürden bu isin altindan kalkabilir miydi ? Hayir tabiki. Ne kadar sükretsem azdir Metin ve Mehmete. Hatta , Almanyada yasamis olmalarindan kaynaklanan , biz Türklerde fazla bulunmayan , planlama kabiliyetlerini taktir ederim , kendi plansizligimi lanetlerim _:)) Metin e bu arada bana hediye ettigi o lüks , tekerlekli , sallanan beyaz koktuk icin tesekkür ediyorum. Keske 6 saat boyunca montajiyla ugrastigim malzemelerin kurulumuna da yardim etselerdi J) 18:00 da basladim gece 01:00 da kan ter icinde bitirebildim. Neyseki su an cok guzel bir odam var…

Genel hatlariyla 1 ay icinde olan biteni özetlemeye calistim. O arada aslinda Istanbulun kardes sehri , kedimi Istanbuldaymisim gibi hissettigim Köln hakkinda birkac cümle etmek isterdim ama bundan sonraki ayrintili gezilerimde anlatirim. Kisaca bahsetmek gerekirse , (yine dayanamadim) , Ren nehrinin ortasindan aktigi, köprüleriyle bana bogazi andiran Köln gercekten Avrupanin enfes sehirlerinden biri. Bu zamana kadar 4 kere ziyaret ettigim Köln e , is kalma derecesinde ciddiye bindigi zaman ayri bir sevdim. Bu arada kaldigim sehrin adi Koblenz, o da Ren nehri kenarinda 150 bin nufuslu bir sehir. Ren nehrine uzanan Alman kösesi görülmeye deger yerlerinden birisi. Ama bundan önceki yazimda bahsettigim gibi , in ve cinin cirit attigi , sabaha kadar top oynadigi sokaklar burda da mevcut.

Almanyadaki su ana kadarki gozlemlerimin ve bundan sonraki hayatimin yorumuna gelince, acikcasi , Ankara ,Istanbul , Bursa gibi yerlerde yerinde duramayan , kipir kipir ordan oraya kosturan Ömürden Sezgin icin buralarda yasam cok da kolay olmayacak. Bir gunde 5 isi hallederken , burda yapacak is olmayinca haftasonlari eve kapanir oldum. Gerci su siralar , 5 donemden beri , Tayvan ve Almanyadan dahi devam ettirdigim yuksek lisansimin son asamalariyla ugrasitim icin , evde oturmak olagan sonuc. 2 aydir bir tezi yazmaya calisiyorum. Herhalde su sikintiyi , bu hafta gidecegim ODTU de atlatabilirsem , bundan sonra daha aktif olmaya calisacagim.

Gurbetci ulkesinden sevgi ve saygilarimla…

Ömürden M.Sezgin